Dün uzun bir aradan sonra ilk defa taksiye bindim ve Anadolu yakasına geçtim...
Bilen bilir, İstanbul'da bir yerden bir yere gitmek, cesaret, sabır ve bütçe gerektirir...
Yazının konusu ne cesaret, ne sabır ne de bütçe...
Karşıya geçerken bindiğim taksinin şöförü, üniversite mezunu, devlet memuru ve Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi...
29 Yaşında...
Kültürlü, medeni ve kızgın...
Evli...
'Ayda bir restoranda eşimle başbaşa bir balık yiyebilmek için daha kaç işte çalışmalıyım?' diye soruyor...
+++++++++
Karşıdan geri dönerken bindiğim taksinin şöförü, Üniversite mezunu, 40 yaşında, üniversitede konservatuarda oyunculuk eğitimi almış...
Tiyatro ve dizi oyuncusu...
Kültürlü, medeni ve kırgın...
Evli ve yurt dışına 'kaçmayı' hayal ediyor...
'40 Yaşıma geldim, günde 500 liranın köleliğini yapıyorum' diyor...
++++++++++
Taksi şöförlerimiz bile ne kadar kaliteli...
Onların devlet memurları ve sanatçılarının havasından yanına varılmazken, bizde bu nitelikleri olanlar taksi şöförlüğü yapıyor...
Dünya bizi kıskanıyor....
Yazı bu kadar...