Kassam Tugayları, ellerindeki esirlerin bir kısmını tedavi etmek üzere bakım merkezlerine naklettiklerini, birinin ise İsrail'in bombardımanı nedeniyle panikatak sonucu öldüğünü duyurmuştu. Uluslararası örgütler ise kurumların yararlılıklarını sorgulamaya başladılar.
Birleşmiş Milletler ile İsrail arasında ipler gittikçe daha da gergin hale geliyor. İsrail, "İsrail şu anda yüksek komiserin ziyaretinin herhangi bir ek fayda getireceğinden emin değil" gerekçesi ile BM İnsan Hakları Şefi'nin ülkeye girişine izin vermedi.
Birleşmiş Milletler'in Gazze'de kontrolü eline alacağı iddiası güçlenirken İsrail'in ABD Büyükelçisi, Gazze'de BM kontrolü fikrine karşı çıkmıştı.
Başbakan Benyamin Netanyahu'ya verdiği bir mülakatta, Gazze Şeridi'nde devam eden çatışmalara birkaç gün ara verilmesi karşılığında Hamas'ın 7 Ekim katliamlarında ele geçirdiği esirlerin bir kısmını serbest bırakması için bir anlaşma olasılı sorulmuştu:
Verdiği yanıtta, "Kara harekâtına başlamadan öncekinden daha yakınız" diyen Netanyahu, "Kara harekâtı Hamas üzerinde ateşkes sağlaması için baskı oluşturdu. Rehinelerimizi alabilirsek geçici bir ateşkes yapacağız. Bu konuda daha fazla ayrıntı vermemin bu amaca hizmet edeceğini sanmıyorum" demişti.
Netanyahu İsrail'in yürüttüğü operasyonlardaki hedefleri ise şu şekilde sıralamıştı:
Rehinelerin tamamının iadesinin sağlanması,
Hamas'ın tamamen yok edilmesi,
Terör tehdidinin Gazze'de tekrar ortaya çıkmaması,
Gazze'nin farklı bir geleceği sahip olması.
Netanyahu açıklamasında ayrıca, İsrail'in elinde Gazze'deki Şifa Hastanesi'nin askeri amaçlarla kullanıldığına dair "somut kanıtlar" olduğunu söyledi. Başbakan, İsrail'in Gazze'deki sivil kayıpları en aza indirme çabalarını vurgularken Hamas'ın Filistinlileri 'umursamadığını' dile getirmişti.
Sputnik