Büyüme hastalığı olarak da bilinen akromegali, çocuk ve erken yaşlar da görülebildiği gibi, yetişkinlerde de görülebiliyor. Doç. Dr. Özlem Haliloğlu, büyüme hastalığı olarak bilinen akromegalinin geç fark edildiğini, hastalığın yaşam süresini kısalttığını, toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini söyledi.
Nadir görülen metabolik bir hastalık olan akromegali, genellikle hipofiz bezinden kaynaklanan iyi huylu bir tümörün aşırı büyüme hormonu salgılaması sonucu ortaya çıkıyor. Hastalıkla ilgili tanıda gecikmeye bağlı olarak, kalp yetmezliği, tansiyon yüksekliği, diyabet ve bazı kanserlerin de gelişme riskinin arttığını belirten Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Özlem Haliloğlu, hastalığa ilişkin önemli bilgiler verdi.
DHA’nın haberine göre; akromegalide görülen büyüme hormonunun aşırı miktarda salgılanmasının vücutta önemli hastalıklara neden olduğunu söyleyen Doç. Dr. Özlem Haliloğlu, şunları söyledi.:
“Kalpte büyüme, kalp yetersizliği ve kalp damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, beyin damarları hastalıkları bunlardan bazılarını oluşturuyor. Ayrıca kontrolsüz büyümeye bağlı olarak tiroid nodülleri ve bağırsakta polip oluşumunda artış ve kalın bağırsak, meme ve tiroid bezinin kötü huylu tümörlerinin görülme sıklığının da arttığı gösterilmiş.”
TEDAVİ EDİLMEZSE YAŞAM SÜRESİNİ KISALTIYOR
Tüm bu nedenlerle akromegali hastalığının tedavi edilmemesi durumunda yaşam süresini kısaltan bir hastalık olduğuna işaret eden Doç. Dr. Özlem Haliloğlu, akromegali hastalığının çok belirgin semptom ve bulguları olmasına karşın, araştırmalar hastalığın tanısının semptomların başlangıcından itibaren 5-10 yıl kadar gecikebildiğini belirtti.
Geç tanı konmasının en önemli sebebinin hastalığın yavaş ilerlemesi, bulguların yavaş ortaya çıkması olduğunu, hasta ve yakınlarının özellikle fiziksel değişimleri fark edemediklerini anlatan Doç. Dr. Özlem Haliloğlu, şunları anlattı:
“Belirtileri fark etmenin en etkili yollarından biri eski fotoğraflara bakmaktır. Eski fotoğraflara bakıldığında, örneğin yüzdeki majör değişimler net olarak görülebilir. Bununla birlikte hastalar şikayetlerine göre ilgili branşlardaki hekime başvuruyor. Örneğin diş problemleri için diş hekimi, horlama problemleri için KBB veya göğüs hastalıkları uzmanları, eklem problemleri için fizik tedavi veya ortopedi uzmanları gibi. Dolayısıyla bu uzmanlıktaki hekimlerin de akromegali semptom ve bulgularını fark etmeleri önem taşır.
Büyüme hormonun aşırı salgılanması vücuttaki doku ve organlarda aşırı büyümelere yol açıyor. Eğer bu aşırı salgılanma henüz büyüme tamamlanmamış, kemiklerin uzaması sona ermemiş çocukluk ve ergenlik çağında gelişirse hastada aşırı boy uzaması (devlik) gelişebiliyor. Bu durum, erişkin yaşta, büyüme plaklarının kapanması sonrası ortaya çıktığında hastalarda el ve ayaklarda büyüme ve buna bağlı olarak yüzüklerin dar gelmesi, ayakkabı numaralarında büyüme gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Yetişkinlerde görülen etkiler Yetişkinlerde yüz hatlarında kabalaşma, çene ve alında belirginleşme, dişlerde ayrışma, seste kalınlaşma, dilde ve üst damaktaki yumuşak dokuların aşırı büyümesine bağlı horlama ve uyku apne sendromu, cinsel fonksiyonlarda azalma, kemik ve kaslarda aşırı büyümeye bağlı kas-eklem ağrıları ve aşırı terleme bulgularına sık rastlanır. Ayrıca hipofiz bezi tümörünün bası etkisine bağlı olarak baş ağrısı, görme bozuklukları da görülebilir.”
Akromegaliden şüphe edilen hastalarda tanı için laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemlerinin bir arada kullanıldığını anlatan Doç. Dr. Özlem Haliloğlu, “Öncelikle kanda büyüme hormonu ve büyüme hormonunun etkisiyle karaciğerde sentezlenen insülin benzeri büyüme faktörü-1 (IGF-1) tetkiklerine bakılır. Eğer IGF-1 düzeyi yüksek tespit edilirse, tanıyı doğrulamak için şeker yükleme testi ile büyüme hormonu düzeyi değerlendirilir. Bu tetkiklerin yanı sıra, hormonun salgılandığı tümörü tespit etmek için hipofiz bezinin MR ile görüntülemesi yapılır.”
TANI KOYMAK EN ÖNEMLİSİ
Laboratuvar ve görüntüleme tetkikleriyle akromegali tanısı kesinleşen hastalarda ilk ve altın standart tedavi tümörün hipofiz bezinden cerrahi ile çıkartılması olduğunu söyleyen Doç. Dr. Özlem Haliloğlu, “Cerrahi sonrası hormon kontrolü yeterli sağlanamayan hastalarda ilaç tedavileri veya ilaç tedavisi ve cerrahiye rağmen kontrol altına alınamamış akromegali hastalarında tümör bölgesine radyoterapi veya stereotaktik radyo cerrahi gibi tedavi yöntemleri kullanılabiliyor. Bu noktada önemli olan tanıyı zamanında koyabilmektir. Erken tanı için de toplumsal farkındalığın artırılması son derece önem taşıyor.” diye konuştu…