Brezilya'nın eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro'nun destekçisi binlerce kişi ülkede Kongre ve Yüksek Mahkeme'yi bastı, Başkanlık Sarayı'nı kuşattı.
Bolsonaro'nun destekçileri Brezilya bayrağının sarı-yeşil renklerinde tişörtler giyerek, ülkenin demokratik kurumlarının bulunduğu binaları tahrip etti. Peki neden?
Brezilya iki ay önce zor bir seçim süreci geçirdi
Ekim 2022'deki cumhurbaşkanlığı seçimleri, aşırı sağcı başkan Jair Bolsonaro ile Lula olarak bilinen solcu rakibi Luiz Inácio Lula da Silva’yı karşı karşıya getirdi.
Sert mesajlarla gergin geçen bir seçim kampanyasının ardından, Ocak 2003 ile Aralık 2010 arasında cumhurbaşkanlığı yapan Lula, 31 Ekim'deki ikinci turda Bolsonaro'yu az bir farkla mağlup etti.
Lula, Kongre’ye saldırının "benzeri olmadığını" söyledi ve olayın arkasındakileri "fanatik faşistler" olarak nitelendirdi.
Ayrıca Bolsonaro'yu da isyancıların eylemlerini sosyal medya aracılığıyla teşvik etmekle suçladı, “Eski cumhurbaşkanının bunu teşvik eden çeşitli konuşmaları olduğunu herkes biliyor” dedi.
Derinden bölünmüş bir ülke
Brezilya derinden ikiye bölünmüş bir ülke ve Kongre'nin basılması, bazı Brezilyalıların artık kendilerini temsil etmediğini söyledikleri demokratik kurumlara karşı öfkelerinin ne noktada olduğunun da bir gösterisi.
Bu sadece sağ ile solun mücadelesi ile ilgili değil. Aynı zamanda tecelli etmiş demokratik bir seçimin sonucunu kabul etmeyi reddeden ve öfkelerini Brezilya demokrasisinin sembollerinden çıkaranlarla ilgili.
Pazar günü yaşanan ayaklanmaya katılanlar siyasi yelpazenin en ucunda yer alıyor. Ancak Lula’nın hakkında yanlış bilgiler yayan ve böylece son olaylara yol açan alevlere kömür atan çok sayıda Lula muhalifi daha var.
Birçok Bolsonaro destekçisi, eski başkanın yenilgisini kabul etmeyi reddediyor.
Jair Bolsonaro'nun destekçilerinin çoğu, onu "Tanrı, vatan, aile" olarak sıraladıkları değerleri savunan bir "kurtarıcı" olarak gördü.
Seçim yenilgisini kabul etmeyen Bolsonaro, Lula’nın yemin törenine de katılmadı ve uçakla ABD'ye gitti.
Tüm umutlarını Bolsonaro'nun Lula'yı sandıkta yenmesine bağlamış olanların öfkesi daha da arttı.
Lula'nın göreve başladığını ve başkanlık sarayına taşındığını görmek, onu "Brezilya için komünist bir tehdit" olarak yaftalayanlar için çok fazlaydı.
Darbe çağrısı yaptıkları ordunun kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını da savunarak, kendi ellerine almaya karar verdiler. İşgal ettikleri devlet kurumlarının yalnızca kendilerini temsil etmediğini değil, aynı zamanda çok değer verdikleri şeylere doğrudan bir tehdit olduğunu düşünüyorlar.
Sosyal medya uygulamaları dezenformasyonın merkeziydi.
Jair Bolsonaro'nun bölücü söylemi ve Brezilya'nın seçim sistemini tartışmaya açması, Pazar günü Brezilya'da sergilenen öfkeye büyük ölçüde katkıda bulundu.
Seçime giden süreçte, defalarca Brezilya'nın elektronik oylama sisteminin, sahtekarlığa karşı savunmasız olduğunu iddia etti. Bu iddiası seçim kurulu yetkilileri tarafından reddedildi.
Ancak birçok Brezilyalı, Bolsonaro'nun partisinin yaptığı itirazlar Seçim Kurulu tarafından reddedilmesine karşın, seçimin "çalındığına" inanıyor.
Ayaklanmanın ardından Jair Bolsonaro, Lula'nın Brasilia'daki huzursuzluğu teşvik eden konuşmalar yaptığı yönündeki suçlamasını Twitter’dan reddetti:
Mesajında , "Bugün olduğu gibi kamu binalarının yağmalanması ve işgal edilmesi yasa dışıdır” dedi.
Ancak ülkenin demokratik kurumlarına saldıranları bu noktaya iten aşırı düşüncelerin dizginlenmesi güç olacak.