Hindistan'da, tarihte ülkeyi yüzlerce yıl yönetmiş olan Moğol-Çağatay kökenli bir hanedan olan Babürlülerin okul kitaplarından çıkarılması hararetli bir tarih tartışması yarattı.
Tartışma, Federal Eğitim Bakanlığı'na bağlı ama özerk bir yapı olan Öğretim Araştırmaları ve Eğitimi Ulusal Konseyi'nin (NCERT) yayınladığı yeni bir dizi okul kitabıyla başladı.
Kurum, müfredattaki değişiklikleri izliyor ve hükümetin orta eğitim için yaptığı merkezi seçme sınavına hazırlanan çocuklar için ders kitaplarının içeriğine karar veriyor.
Ders kitaplarında yapılan değişiklikler arasında bu yıl Mahatma Gandi'ye yönelik suikastin bazı ayrıntılarının ve 2002 yılında Gucarat Eyaleti'nde meydana gelen ayaklanmaların da kitaplardan çıkarılması var.
Ulusal Konsey ilk kez geçen yıl müfredatta yapılan "rasyonalleştirme" çerçevesinde açıklanan bu değişikliklerin, bilgi eksikliği yaratmayacağını ama Covid salgını sonrasında öğrencilerin omuzlarına yüklenen ders yükünü hafifleteceğini söylüyor.
Ama karşı çıkanlar değişikliklerin kaygı verici olduğunu ve öğrencilerin ülke tarihini tam olarak kavramasına engel olabileceğini söylüyorlar.
Özellikle de ülkeyi 16. yüzyıldan 19. yüzyılın ortalarına kadar yönetmiş olan Babürlüler hanedanının müfredattan çıkarılmasından rahatsızlar ve tarihin belli dönemlerinin Hindu sağcılarının yıllardır talep ettiği yönde silindiğini düşünüyorlar.
Ülkede birçok sağcı aktivist ve tarihçi, Hindistan yarımadasını yüzyıllarca yönetmiş olan Babürlüleri, Hint topraklarını yağmalayıp, Hindu medeniyetine zarar vermiş yabancı işgalciler olarak görüyor.
Tarih ders kitaplarında bazı değişiklikler yapmanın gerekli olduğunu çünkü kitaplarda Müslüman yöneticilere fazlaca önem atfedildiğini düşünüyorlar.
Bu kişilerden, çok sayıda ders kitabına katkıda bulunmuş bir tarih yazarı ve akademisyen olan Makhan Lal "Babür yönetimi Hindistan tarihinin en kanlı dönemlerinden biridir" diyor. "Onun yerine mesela Vijay Nagar imparatorluğundan daha fazla bahsedemez miyiz?"
Halbuki tarihçi ve yazar Manu S Pillai "Şimdi Babürlülerin fazlaca zor kullandığı iddiaları var. Oysa o dönemde hükümdarlık her yerde çok kanlı bir kurumdu. Bir de Babürlülerin kendilerini esasen Hindulara eziyet etmeyi amaç edinmiş Müslümanlar diye tanımladıkları varsayılıyor. Oysa tarih çok daha karmaşık" diyor.
Siyasi İslam üzerinde çalışan ve Hindistan'daki Gelişmekte olan Toplumlar Araştırmaları Merkezi'nde ders veren Hilal Ahmed de "Öğrenciler, derin ayrılıklar yaşanan bir zamanda ulusal tarih öğreniyorlar. Rahatsızlık duyulan, ya da uygunsuz bulunan şeyleri tarih kitaplarından çıkarmakla onları eleştirel düşünceye teşvik etmiş olmuyoruz" diye ekliyor.
Okul kitaplarında değişiklikler yeni değil
Ders kitaplarını hazırlayan kurum, kısa adıyla NCERT 'in başkanı Dineş Saklani müfredat üzerine tartışmanın "gereksiz" olduğunu söyledi ve değişikliklere rağmen Babürlüler dönemi tarihinin çocuklara öğretilmeye devam edeceğini açıkladı. BBC'nin mülakat ve sorularını iletme talebini ise yanıtlamadı.
Aslında okul kitaplarında yapılan değişiklikler Hindistan'da yeni bir konu değil. Daha önceki hükümetler döneminde de farklı revizyonlar yapıldı.
Akademisyen Hilal Ahmed, ders kitaplarında değişiklik yapılmasının, aslında olumsuz bir şey olmadığını düşünüyor. "Tarih sonsuz bir şey. Her zaman işlenmemiş bir yanı, çözülmemiş soruları vardır. Bu yüzden tarih dersi kitapları sürekli olarak gözden geçirilmelidir" diyor.
Fakat aynı zamanda bu değişikliklerin bilgi kaybıyla sonuçlanmaması gerektiğini vurguluyor.
Hilal Ahmed ayrıca tarihin sadece hükümdarlar düzeyinde değerlendirilemeyeceğine dikkat çekiyor. Hanedanlar ve savaşların ötesinde, yönetim biçimleri, kültür, idari örgütlenme gibi bir çok konunun içerilmesi gerektiğini çünkü tarihin, toplumun kendisini daha iyi anlamasını sağlayan bir çerçeve olduğunu söylüyor.
"Dolayısıyla tarih öğretisinden bir şeyi keyfi olarak çıkardığınız, onu bağlamından kopardığınız zaman, çarpıtmış da olursunuz" diyor.
12. sınıf ders kitabından çıkarılan kısım 'Krallar ve Anlatılar: Babürlü Sarayları' başlığını taşıyor.
30 sayfalık bu bölümde Babürlü hanedanı döneminde saray düzeninin nasıl işlediği anlatılıyor.
Bu bölümde anlatılan şeylerin çoğu o dönemin Babürlü imparatorları tarafından ısmarlanmış uzun tarih kayıtlarına dayanıyor.
Bölümde ayrıca bu dönem anlatılarında Babürlüler imparatorluğunun Hindular, Zerdüştler, Müslümanlar gibi birçok etnik ve dini toplumdan oluştuğunun da sergilendiği aktarılıyor.
Tarih yazarı Makhan Lal bu bölümün kitaplardan çıkarılmasının doğru olduğunu çünkü tarihi bir değeri olmadığını söylüyor.
"Sonuçta, bu bir bölüm. Bütün Babürlüler tarihi müfredattan silinmiş değil" diyor.
Tarih kitaplarının şimdiye kadar Babürlüler yönetiminin zulmünü yeterince yansıtmadığını ve olduğundan fazla bir önem atfettiğini de savunuyor.
Bir başka tarihçi Manu S Pillai ise tarihin bir rekabet alanı olmadığını ama bazen bu tür duygusal değerlendirmelerin politika ve kamusal bilince egemen olabildiğini düşünüyor.
"Hindistan tarihinin Hindu tarafı öne çıkarılıyor ve bilinçli olarak Hindu karakterler bir tarafa ve 'kötü Babürlüler' öteki tarafa konuluyor" diyor.
Pillai ayrıca Babürlü idaresinin aslında çok yakın bir tarihe 19. yüzyıla kadar sürmüş olmasının, kamu tahayyülünde önemli bir etkileri bulunduğunu vurguluyor. Sonuçta son Babür imparatoru, Hindistan'ın bağımsızlık mücadelesinin lideri Mahatma Gandi doğmadan sadece on yıl kadar önce devrilmiş. Gandi döneminin ondan yaşlı bazı aktörleri Babürlüler döneminde doğup büyümüş.
Pillai "O yüzden Babürlüler hakkında, daha yeni bir dönem olduğu için daha çok şey biliyoruz. Ama koca koca bölümlerin ders kitaplarından silinmesi yerine öğrencilerin belki de bu dönemi bütün giriftliği içerisinde okuması gerekiyor" diyor.
Hilal Ahmed de Babürlüler dönemine ait bölümlerin ders kitaplarından silinmesine yol açan tarihsel yaklaşımı bütün bir Hindistan tarihinin "biz ve ötekiler" gibi bir ikileme indirgenmesi olarak görüyor.