Türkiye’nin de eş sunuculuğunu üstlendiği tasarı, 15 üyeli BMGK’de oy birliğiyle kabul edildi. Kararda, Taliban yönetimine kadınlara yönelik yasakları hızlı bir şekilde “geri çevirme” çağrısı yapıldı.
Söz konusu yasakların insan haklarını ihlal ettiğine dikkati çekilen kararda, Taliban yönetiminin kadınların BM’de çalışmasını yasaklayan kararı kınandı.
Kararda, kadınların Afgan toplumundaki elzem rolüne vurgu yapılırken, Taliban yönetiminden kadınların eğitim, istihdam, hareket serbestisi ve kamu hayatına eşit katılımını tekrar sağlaması talep edildi.
Afgan taraflar ve uluslararası toplum arasında diyalog, danışma ve angajmanın önemine işaret edilen kararda, bu yönde yürütülen diplomatik çabalar memnuniyetle karşılandı.
Birleşik Arap Emirlikleri ve Japonya tarafından hazırlanan karar taslağının en az 9 üyenin oyunu alması gerekiyordu.
TALİBAN’IN KADIN PERSONEL YASAKLARI
Taliban’ın 15 Ağustos 2021’de Afganistan yönetimine gelmesiyle ülkede kadınların çalışmasına ve kızların eğitim almasına yönelik ciddi kısıtlamalar getirilmişti.
Kızların önce ortaokul ve liselerde, Aralık 2022’de ise üniversitelerde eğitim alması engellenmişti. Yine aralık ayında Afgan kadınların yerel ve yabancı sivil toplum kuruluşlarında çalışması da askıya alınmıştı.
Ayrıca, BM Afganistan Yardım Misyonu (UNAMA), Afganistan’ın Nangarhar vilayetinde BM’ye bağlı Afgan kadın personelin işe gitmesinin engellendiğini bildirerek “Yetkililere, BM’nin kadın personeli olmadan çalışamayacağını ve hayat kurtarıcı yardım sağlayamayacağını hatırlatmak isteriz.” ifadesine yer vermişti.
Taliban, kız öğrencilerin eğitimlerine ara verme kararının ardından 24 Aralık 2022’de de sivil toplum kuruluşlarında (STK) kadın personel çalıştırılmasını ikinci bir duyuruya kadar askıya almıştı. Kadın personelin işlerine son vermeyen STK’lerin lisanslarının iptal edileceği kaydedilmişti.
Bunun üzerine Save The Children, the Norwegian Refugee Council ve CARE gibi ülkedeki bazı uluslararası yardım kuruluşları çalışmalarını durdurmuştu. Taliban’ın kararına Avrupa Birliği, BM, ABD ve birçok ülkeden tepki gösterilmişti.