6-8 Ekim 2014'te yaşanan Kobani olaylarıyla ilgili dava sürüyor. Davada, 21'i tutuklu 108 kişi yargılanıyor. Yargılananlar arasında, Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) eski milletvekili Aysel Tuğluk da yer alıyor.
Tuğluk, Kobani davasında tahliye edildi. Fakat başka bir davadan dolayı tutukluluk hali devam edecek. Konuşmakta zorluk yaşadı, avukatını tanımadı
HDP'nin eski Eş Genel Başkan Yardımcısı olan Tuğluk, yargılandığı davaların yanı sıra son dönemde sağlık durumuyla gündemde. Demans hastası Tuğluk, bu hafta görülen duruşmada "Kendimi savunabilecek durumda değilim" dedi ve konuşmakta zorluk yaşadı. Tuğluk, duruşmada avukatını da tanımadı.
MAHKEMENİN 'KISMİ SAVUNMA' ISRARI
Mahkeme ise, yaşadığı sağlık problemi duruşmaya katılan herkes tarafından görülen Tuğluk'un savunmasını yapması konusunda ısrarcı oldu.
Davanın görüldüğü Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Adli Tıp Kurumu'nun verdiği "kısmen savunma yapabilir" denilen raporu gerekçe göstererek, avukatların itirazlarına rağmen Tuğluk'a çeşitli sorular yöneltti.
CMK,'ÖZGÜR İRADE' DİYOR
Oysa, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 148. maddesinin birinci fıkrasında, sanığın beyanının alınma koşulları net bir şekilde belirtiliyor:
Şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, ilâç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz.
Avukat Güngördü: İşkenceyle sorgu alma yasağı kapsamında...
Tuğluk'un avukatlarından Ezgi Güngördü, mahkemenin Adli Tıp Kurumu'nun verdiği rapora dayanarak ifade işlemini gerçekleştirmeye çalıştığını savunarak, "Adli Tıp, 'kısmi savunma yapabilir' diyor.
Ama Türkiye hukukunda kısmi savunma diye bir müessese yok. Adli Tıp, aslında 'Aysel Tuğluk savunma yapamaz' dedi" ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyetinin, Adli Tıp'tan gelen raporu sanık lehine yorumlamak yerine Tuğluk'un savunmasını yapabileceği şeklinde yorumladığını söyleyen Güngördü, "Mahkeme heyeti, bir önceki duruşma döneminde sayın Tuğluk'un kimlik tespitini dahi veremediğini görmesine rağmen bu duruşmada zorla savunmasını almaya çalıştı. Bu durumun işkenceyle sorgu alma yasağı kapsamında olduğunu belirttik ve bu tutuma itiraz ettik. Ancak mahkeme tüm itirazlarımızı reddetti" diyerek duruşmada yaşananları anlattı.
Prof. Sözüer: Kısmi savunma raporu, 'Özgür iradesiyle beyanda bulunamaz' demektir. Halen yürürlükte olan Türk Ceza Kanunu'nun mimarlarından Prof. Dr. Adem Sözüer ise Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada, CMK'nın 148. maddesinde yer alan "Şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır" kuralına atıf yaptı.
Prof. Sözüer, şunları söyledi: ''Özgür iradeyi etkileyecek bir hal varsa bu durumda ifade alınmaz, alınırsa bu geçerli olmaz. İfade yoluyla savunma yapılırken, sanığın algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneği olmalıdır. Kişi demans hastasıysa, bu halde 'kısmi savunma yapabilir' raporu kişinin kanunda öngörülen şekilde özgür iradesine dayalı bir beyanda bulunamayacağı anlamına gelir.''
"HEM KANUNA AYKIRI HEM ADİL YARGILANMA HAKKININ İHLALİ''
Prof. Dr. Adem Sözüer, savunmanın tam olarak yapılamayacağının tıbben tespitinin ardından 'kısmı savunma' şeklinde bir ayrımın hem CMK'ya aykırı olduğunu hem de adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu belirtti.