14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'ni Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) da gözlemleyecek. İki kuruluştan kısa ve uzun vadeli gözlemci olarak yaklaşık 450 yetkilinin seçimleri Türkiye’nin değişik illerinde takip etmesi öngörülüyor.
Seçim öncesi ve seçim gününe odaklanacak olan gözlemciler, kampanya sürecindeki siyasi iklim, medya özgürlüğü gibi konuların yanı sıra oyların kullanılması, sandıkların açılması, oyların sayılması ve sonuçların ilan edilmesi gibi seçim güvenliğini ilgilendiren aşamaları gözlemleyecekler.
Her iki kuruluş da geçmiş seçimlerde olduğu gibi Türkiye’nin daveti üzerine seçimler için gözlem heyetleri gönderiyor. AGİT’e bağlı Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi, Türkiye seçim gözlem sürecini 29 Mart’ta başlattı.
Büyükelçi Jan Petersen’in liderliğindeki seçim gözlem misyonunun çekirdek ekibi 14 uzmandan oluşuyor. Bunlara Türkiye’nin farklı yerlerine gönderilmiş 28 uzun dönemli ve 350 kısa dönemli gözlemci eşlik edecek.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) de Türkiye seçimlerini izlemek için Alman sosyal demokrat milletvekili Frank Schwabe başkanlığında bir heyet oluşturdu. İngiliz, Fransız, Litvanya, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden vekillerin oluşturduğu heyet Ankara’da temaslarda bulunuyor.
AKPM’den yapılan açıklamaya göre, heyetin amacı seçimler öncesi kampanya süreci ve siyasi iklimi değerlendirmek. Bu heyetle birlikte toplam 40 kişilik bir gözlem heyeti seçimleri yakından izleyecek.
Heyetin, cumhurbaşkanı adayları ya da onların temsilcileri, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, seçimlerde yer alan başlıca siyasi parti temsilcileri ve AKPM üyesi Türk milletvekilleriyle görüşmesi öngörülüyor.
Aynı şekilde seçimleri düzenleyen Yüksek Seçim Kurulu, medya ile ilgili düzenleyici kuruluşlar, gazeteciler ve sivil toplum temsilcileri ile de görüşecek olan AKPM seçim gözlem heyeti, ilk bulgularını ziyaretin ardından yazılı bir açıklamayla duyuracak.
AGİT’in de başlayan seçim gözlem misyonu kapsamında temaslarını sürdürdüğü kaydediliyor. Avrupa Konseyi ve AGİT’in bu süreçte eşgüdüm içinde çalıştığı ancak seçim sonrası nihai raporlarını ayrı ayrı hazırlayacakları belirtiliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalması durumunda, her iki kurumun seçim gözlem sürecini 28 Mayıs’a kadar sürdürmeleri öngörülüyor.
Seçim güvenliği ön planda
Türkiye’nin tam üye olduğu her iki kurum da seçimleri takip ederken Avrupa Konseyi ve AGİT ile diğer ilgili uluslararası örgütlerin yıllar içerisinde oluşturduğu ilkeler ve taahhütlere uygunluk açısından değerlendirmeleri yapıyor.
Seçim öncesindeki süreçte seçmen kaydı, adayların tescil edilmesi, kampanya faaliyetleri ve bunların finanse edilmesi, seçimleri idare eden kurumların çalışmaları, seçimlerle ilgili itirazların çözümlenmesi gibi temel konular gözlenen unsurlar arasında.
Seçim günü yani 14 Mayıs’ta yapılacak gözlemler ise öncelikle oy merkezlerinin oluşturulması ve açılışları, oy verme süreci, oyların sayımı, sayılan oyların her düzeyde uygun şekilde çizelgelere yerleştirilmesi gibi aşamaları içerecek.
Gözlemcilerin ekipler halinde belirlenecek illere gönderilmeleri ve 14 Mayıs seçimlerine ilişkin ülkenin geneline ilişkin bir değerlendirme yapılması planlanıyor. Seçim gözleminin yapılacağı yerler arasında Ankara ve İstanbul gibi büyük kentlerin yanı sıra deprem bölgesi ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bazı kentlerin de olması bekleniyor.
Seçimlerle ilgili kaygılar neler?
Türkiye’de seçimleri gözlemleyen Avrupa Konseyi ve AGİT, Türkiye’de demokratik kazanımların özellikle son yıllarda yitirildiğini, 2018’de uygulamaya başlanan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi nedeniyle güçler ayrılığı ilkesinin zayıfladığını, yürütmenin yargı ve bağımsız kurumlar üzerindeki hakimiyetini artırdığını raporlarıyla ifade ediyor.
AİHM kararlarını uygulamaması nedeniyle Avrupa Konseyi’nin denetim sürecine giren Türkiye’de son dönemde artan siyasi baskıların seçimlere yansıma olasılığı da kaygıları artırıyor.
Seçimlerle ilgili diğer kaygılar arasında, seçim kampanyası süreçlerinin ulusal ve yerel bazda gözetimi, seçim sürecinin medya tarafından işlenişi, seçim gününde ilgili kurumların şeffaf olmaması, seçmen haklarının uygulanmaması ve seçimlerle ilgili sorunların çözümüne ilişkin sorunlar yer alıyor.
Basın özgürlüğü en önemli konular arasında
Her iki kuruluşun özel önem verdiği alanların başında medya özgürlüğü geliyor. Türkiye’nin son dönemde en çok eleştirildiği konu olan basın özgürlüğü, seçimler öncesinde kamuoyunun tüm siyasi tarafları dinleyebilmesi, onlarla ilgili haberleri okuyabilmesi ve buna göre kararını oluşturması açısından önem taşıyor.
AGİT’in seçim gözlem misyonu seçim kampanyasına ilişkin niteleyici ve nicel gözlem de yapacak ve bunu raporlaştıracak. Bu rapor, geleneksel medyanın yanı sıra sosyal ağları da içerecek. Bunun dışında hem AKPM hem de AGİT yetkilileri, medya temsilcileri ve basın örgütlerini de dinliyor ve sahadaki sorunlar hakkında daha fazla değerlendirmeye sahip oluyorlar.
Seçimlerle ilgili tarafsız kalarak sadece gözlem işini yerine getiren AKPM ve AGİT, ilk bulguları seçimin hemen ardından 15 Mayıs günü kamuoyuyla paylaşacaklar. Seçimlere ilişkin kesin rapor ise daha sonraki aylarda yayımlanacak. Rapor, seçimlerin işleyişini ilişkin değerlendirmelerin yanı sıra tavsiyeleri de içerecek.