Ali Babacan, tartışılan 'CHP listelerindeki DEVA Parti’liler' konusunda yeni bir bilgi verdi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, gazeteciler ile bir araya gelerek soruları yanıtladı, şunları aktardı:
“Geçen cumartesi tüzük kongresi yaptık partide. Orada da söyledim. Altılı masa doğruydu, ittifak doğruydu ama bunun ruhu tam anlaşılmadı. Bizim içimizde de anlamayanlar oldu bunun ne demek olduğunu. İçeride bu olunca, tabii vatandaş da hemen hissetti."
Ali Babacan, kaybetmeleriyle ilgili de şöyle bir özeleştiri yaparak şunları ifade etti:
“Güven veremedik. Kırsala yeterince ulaşamadık ve kırsalda Erdoğan’ın oyları merkeze göre çok daha fazlaydı. İlk 10 ilde kazanan biz olduk aslında, ama küçük illere doğru gittikçe ve kırsala doğru gittikçe Erdoğan’ın oyları daha fazlaydı.”
Ali Babacan’ın anlattıklarına göre, DEVA’nın kamuoyunda çokça tartışılan “CHP listelerinden seçime giriş” konusunda bile konuşmalar hep, “Cumhurbaşkanlığını nasıl olsa alıyoruz, Meclis’te de çoğunluğu kazanalım” şeklinde gerçekleştiğini iddia ederek şunları aktardı:
“Biz tamamen kendimiz girmek üzere hazırlandık seçimlere. Bin 300 tane aday adayı başvurdu. Sekiz komisyon kurduk. Bunların hepsiyle mülakatlar yapıldı. Üst komisyon kurduk. Ben bizzat üst komisyon başkanı olarak 8 gün kapandım, bizim genel merkezde ayrı bir ofiste… Bin 300 başvurunun tamamına kağıt üzerinden baktım...
Tam aday listelerinin verilmesine bir hafta kala CHP geldi. Önce şunu söyleyeyim: Bazen başka partilerin hikayesi bizim hikâyemizle karıştırılıyor. Baştan beri CHP’yle konuşan, baştan beri CHP’nin listesinden girmeye hazırlanan partiler vardı. Yani maalesef karıştırılıyoruz. Biz öyle değildik..."
Ali Babacan tartışılan, “CHP listelerindeki DEVA Parti’liler” konusunda yeni bir bilgi vererek şunları aktardı:
“Milletvekili seçimleri öncesi, biz ilk önce CHP ile ‘15 + 5’ diye anlaştık. Çünkü 18’i buluyorduk biz. 15 aday, aşağı yukarı seçilmesi daha kolay yerlerde; artı beş de ciddi bir oy artışı olursa o oy artışının getireceği alandı… Ona göre anlaştık fakat daha sonra dediler ki bize, ‘Siirt’te ve Iğdır’da sizin il başkanlarınız çok iyi. Biz onları birinci sıradan aday yapabiliriz.’ İlk anlaşmanın tamamen üstünde... Aradık arkadaşları, 15 + 5 + 2 oldu. İkisi de bizim Iğdır ve Siirt, hep zaten CHP listesinden ve liste başı olarak aday oldu. Bir gün sonra dediler ki, ‘Üç il daha var. Bu üç ile de eğer sizin adaylarınız girerse, -ki seçilebileceği garanti yerler, öyle ihtimal falan değil ama bizim adaylarımıza çok destek veriliyor- neresi? Erzurum, Elazığ ve Yozgat… Aradık il başkanlarımızı, dediler ki, ‘Biz kendimiz şimdi aday olursak olmaz, teşkilatımızdan halkın da tanıdığı düzgün isimlere bakalım.’ Hemen birkaç saat içerisinde isimlerini verdik. Artı üç daha girdi aday olarak, CHP’nin talebi üzerine. Etti mi 25? En son CHP’nin Kilis’teki adayı istifa etti. Kaçıncı sıra hatırlamıyorum iki mi, üç mü… Aradılar, ‘Sizin Kilis İl Başkanınız çok iyi. Onun yerine onu verir misiniz?’ Aradım Yavuz Bey’i. ‘Bir de üç il başkanı kendisi istemedi, kendileri başka isim verdi. Şimdi seni istiyorlar ama kendin de olabilirsin başka ismi de verebiliriz…’ ‘Ben aday olurum’ dedi. ‘Çok çalışırım da’ dedi. En son artık listeler de verildikten sonra istifa üzerine boşalan, gene bizim Kilis İl Başkanı Yavuz Bey’i koyduk. Toplamda bizim 26 adayımız etti. 15 + 5 diye başladık, 26 aday ile tamamladık. Tamamı bize gelen talep üzerine.”