Akşener'den Kılıçdaroğlu'na 'Hançer' Yanıtı!

İYİ Parti Lideri Meral Akşener, CHP Eski Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun kurultay konuşmasına yanıt olarak, “Kimsenin arkasından hançer vurmadım. Hak ettiği takdirde hançeri kalbine vururum” dedi. Akşener, “Çiçeği burnunda değişim şampiyonlarının daha bugün kurabildiği cümleleri 8 ay önce, sakin, saygılı bir şekilde kurmuştuk. ‘İlle de ben’ diyenleri gördük, parti içi hesapların nasıl milletimizin taleplerinin önüne konulduğunu gördük. Bundan sonra kendimizden başka kimseye kefil olmayız” açıklamasında bulundu.

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan Akşener, şunları söyledi:

– İki gün sonra 10 Kasım. Mustafa Kemal bir umuttur, sahipsiz kalmış milletin yol başçısı, çaresiz kalmış vatanın dermanıdır. Mustafa Kemal bir mücadeledir. Mustafa Kemal bir gururdur. Geçtiğimiz hafta, Cumhuriyetin 100.yılına erişmenin verdiği mutlulukla, aynı duyguda buluşmuştuk. 10 Kasım’da da aynı duygudaşlığı paylaşacağız. Anıtkabir’de saygıyla dimdik duracağız. Aynı büyük hüzünle 9.05’te ayakta duracağız, aynı hüzünle kalbimiz dolacak. Siyasi hayatını Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüze ve bizlere bıraktığı kutlu mirasa düşmanlık besleyenlerin acizliklerine şahit olacağız. Ne yaparlarsa yapsınlar, kalplerindeki kini ve düşmanlığı bize dayatamayacaklar. Bir çift mavi göze gölge düşüremeyecekler. İstiklal ve istikbal mücadelemizin büyük önderini her geçen gün daha iyi anlıyoruz.

– İktidar icraatsizliği ile ekonomimizdeki krizi derinleştirmeye devam ediyor. Yeni ekonomi yönetiminin açıkladığı bir enflasyonla mücadele programı hala yok. OVP’nin bir plan değil temenniler dizisi olduğunu söylemiştim. Zaman bizi yine haklı çıkardı. İktidarın enflasyon temennisi yine güncellendi. Merkez Bankası yüzde 58 olan 2023 sonu tahminini yüzde 65’e çıkardı. Bakalım gelen güncellemeler milletimizin hissettiği gerçek enflasyona sonunda yetişebilecek mi? Memlekette herkes masraflarını kısıyor ama devleti yönetenler kısmıyor. Milletimiz kemer sıkmaktan nefes alamayacak hale geldi. Saraydaki zevk ve sefa ortamı sürüyor. Enflasyona baktığımızda en başta gıda fiyatlarındaki artışı görüyoruz. Her geçen gün tarım potansiyelimi daha da vasatlaştıran politikalarımıza yenilerini ekliyor.

– Kütahya’da birinci sınıf tarım arazisi üçüncü sınıf gösterilerek kamulaştırma kararı alınmış. Bölgede şeker pancarı, mısır, arpa, buğday, nohut gibi bir çok ürün yetiştiriliyor. Kamulaştırma kararı alınan yerde sulama kooperatifinin su pompaları var. Tarımın önünü açmak yerine işleyen tarım arazilerine bile çökmeye çalışan rant arsızı zihniyetle karşı karşıyayız. Çökemedikleri yerde de köylülerin araziye ulaşımını zorlaştırıp mobing yapıyorlar. Mera arazileri de kamulaştırma sistemine alınmış. Burada yaşayan insanların köyü terk etmesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Atatürk’ümüzün “Köylü milletin efendisidir” düsturundan nasibini alamayanlar tarımsal üretimi tahrip ediyor. Toprak bizde, su bizde, iklim bizde ama parayı başkaları kazanıyor. Biz bu eğri düzeni mutlaka değiştireceğiz. İsterse en yakınım, en güvendiğim olsun, bu ülkeye kazık atan herkesi silmezsem adımı değiştireceğim. Garibanın hakkına giren, bir taraftan insanların emeği karşılığı aç gezdiği Türkiye’de saray rejiminin getirdiği yolsuzlukların, israfların en miniği dahi olsa, gereğini yapmayan namerttir. Gariban kız çocuklarını, delikanlıları üzenleri, istismar edenleri silmezsem adiyim.

– Filistin’de Netanyahu vahşeti hız kesmeden devam ediyor. BM Genel Sekreteri bile katil Netanyahu’nun sebep olduğu mezalim karşısında “dehşete düştü” demekle yetiniyor. Dünyanın gösterdiği vurdumduymazlık tarihte utanç vesikası olarak anılacak. Gözü dönmüş Netanyahu’nun savaş suçlusu ilan edilmesi için daha kaç çocuğun ölmesi gerekiyor. Bugün dünyada ne kadar ülke varsa her birinin meclisinde Netanyahu’nun savaş suçlusu ilan edilmesi gerekiyor. ABD, çocukların yaşama özgürlüğü bombalanırken sesini çıkarmıyor. Paris’te 11 vatandaşını kaybedince dünyayı ayağa kaldıran Fransa, Netanyahu’ya destek ziyareti yapabiliyor. Türkiye batı ile doğunun ikiyüzlülüğü arasında bir tercihe zorlanamaz, zorlanılmasına müsaade edilmemelidir. Türkiye vicdanın, hakkın ve adaletin tarafı olmalıdır. İsrail ve Filistin arasında 80 yıldır süren çatışmanın çözümü, Filistin’i Hamas’ın İsrail’i Netanyahu’nun zihniyetinden arındırmaktır. Türkiye barış için çabalayanları desteklemelidir.

– ABD Dışişleri Bakanı Türkiye’yi ziyaret etti. Gazzelilerin Filistin’den çıkarılması için başka ülkelerle görüşmeler yapılmış. Çözüm yolu sivilleri bölgeden çıkarmak değil, katil Netanyahu’yu bir an önce durdurmaktır. ABD’nin de emir eri olan Netanyahu’yu durdurmaya gücü yeter. Kuzuyu yiyip çobanla yas tutuyor gibi yapan iki yüzlülüğü asla kabul etmiyoruz. AK Parti’nin kuzuyu yiyip çobanla sohbet etme rolünü bu ülkeden hem dış hem iç politikada kaldıracağız. Bu bir ahlaksızlık ölçüsüdür. Dürüst olunacak. Mezalim üzerinden toprak genişletme peşine düşen ahlaksızlığı reddediyoruz. Gazze’den çıkması gereken mazlum Filistinliler değil katil Netanyahu’nun kendisidir. İktidarı uyarmak istiyorum. Sakın ola ABD’nin sivilleri çıkarma planının oyuncağı olmayın. Sakın ola kaçaklar için hendeğe çevirdiğiniz ülkemizi yeni bir sığınmacı akınıyla karşı karşıya bırakmayın. Filistin’den o insanları çıkardığınızda bir daha oraya döndüremezsiniz. Gazze’den isterse Mısır’a gitsin, birinci öncelik sağlıklarını, can güvenliklerini orada tutup sağlamaktır. Türkiye’nin sığınmacı hendeği yapmanın ötesinde o insanları Gazze’den çıkarırsanız, bir daha Gazze kalmaz. Umarım bu yanlışlığı yapmazlar.

– 8 ay önce ağır bir deprem yaşadık. İYİ Parti olarak görevimiz yerel seçim gündemine deprem felaketini taşımaktır. AK Parti iktidarında kentlerimiz doğa ile uyum içinde, insanların huzur ve güven içinde yaşaması için değil daha fazla rant için inşa edilir oldu. AK Parti’nin 22 yıllık iktidarı Türkiye’yi şehircilik alanında da medeni dünyanın uzağında bıraktı. İmar rantı o kadar tatlı geldi ki bilinçli olarak iç göçü özendirmeye başladılar.

– Yerel seçimlere 5 ay kaldı. Önümüzdeki seçimlerde milletimizin bize fırsat vermesi için çalışacağız. Fırsatları geri tepen değil, o fırsatı sonuna kadar değerlendiren bir partiyiz. Çünkü biz önce kendimiz değil önce Türkiye diyen bir partiyiz. Önce ben diyenlerin aramızda işi yoktur. Çünkü biz millete kulağını tıkayan değil, milletle omuz omuza yürüyen bir partiyiz. Sözlerimiz her zaman açık, net, şeffaf oldu. Haktan, hakikkatten, milletten yana oldu. Karşımıza her çıkana göre değişmedi. Sözlerimiz kimisine karın ağrısı yaptı. Bazıları da bizi kendine düşman gördü. Ne ilginçtir ki 2023 seçimlerinde gösterdiğimiz çaba karşısında bizi oyunbozanlıkla, hainlikle suçlayanlar, parti içi hesaplarını Türkiye’nin istikbalinin önüne koyanlar, hafta sonu itibariyle değişim havarisi oluverdiler. Hem Saraçhane’de hem ayın 3’ünde hakkımda söylenmeyen kalmadı. Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıktık diye bize demediklerini bırakmayanlar, Özgür Özel’in fanları oldu. Ben vatan haini, her şeyi bozan, beşli çete tarafından satın alınmış… Herkes biliyor. Benim, kocamın, yeğenlerimin, oğlumun gelinimin neyi var neyi yok, HTS kayıtları, mal varlıkları en cıcığına kadar araştırılmış, bir şey bulunamamış, ama beşli çete parası ile böyle davrandım iddiasında olanlar… Hepsi Sayın Kılıçdaroğlu’na en ağır hakaretleri ettiler. Niye aday oldun diye ettiler. Hani kola kutusu olsa kazanıyordu? Oturup iki rekat şükür namazı kıldım. Kral oldu ama 2023’e damga vuran garip anlayışın sahipleri aynen yerinde duruyor.

– Kurultay süreci boyunca Türk sağına ve bizlere bol miktarda hakaret edildi. Her erdemi solda gören yorumlar yapıldı. Hançer edebiyatları havada uçuştu. Hançer işi ortada kaldı. Kimsenin arkasından hançer vurmadım. Hak ettiği takdirde hançeri kalbine vururum. Ben kul hakkından çok korkarım. Benim sırtımda hançer var demiyorum. Kendine bir şey istiyorsan ha bire hançlerlenirsin. Ölümüne bir şey isteyip çevreyi görmüyorsan hançerlenirsin. Kimseyi hançlerlemedim, hançerlemem. Bana öğretilen açık konuşmak, şahitli konuşmaktır. Bu hançerse 6 kişinin içinde net konuşmuş bir şahısım. Karşılığında ölmüş anama sövüldü. Ben olmadığıma göre hançerler kimin? Elini kaldıranın elini kırarım.

– Size kırmızı dipli mumla çağrıda mı bulunduk? Ortak bir berber dükkanı kuralım dediniz, çırak çıktık. Ama sonrası arkasında dursaydınız. Herkese selam gitti, biz hariç. Sadece o yan yana gelmenin pek bir zor olduğunun işaretidir. Kendini kallavi Türk milliyetçisi tarif edip beni parça pinçik eden muhteremlerin, herkesin birbirine selam gönderdiği kongreden sonra nasıl olacak bilmiyorum. Milliyetçilik mi terk edilecek? Hem milliyetçi olup hem selam gönderilerek o masada nasıl yer alınacak? Sıkı takip edeceğiz.

– Kurultaylar bir siyasi partinin iç meselesidir. CHP kendi içinde değişim sürecine giriyor olabilir. Bu arkadaşlar sağ antipatisi üzerinden teşkilatlarını konsülde etme arayışında olabilir. Bizim için değişen hiçbir şey yok. Çiçeği burnunda değişim şampiyonlarının daha bugün kurabildiği cümleleri 8 ay önce, sakin, saygılı bir şekilde kurmuştuk. “İlle de ben” diyenleri gördük, parti içi hesapların nasıl milletimizin taleplerinin önüne konulduğunu gördük. Bundan sonra kendimizden başka kimseye kefil olmayız.