Resmî verilere göre ilkokulda 11 bin, ortaokulda 28 bin, lisede 240 bin, toplamda 280 bini aşkın öğrenci kayıt dışında. Zorunlu eğitim olmasına rağmen okuldan kopan binlerce öğrencinin durumunu Independent Türkçe için araştırdık
Türkiye'nin konuştuğu ve 6 yaşından itibaren cinsel istismara maruz kaldığı ortaya çıkan H.K.G'nin hiç okula gitmediği de kamuoyuna yansıdı.
Eğitimden mahrum kalan H.K.G. ve onun gibi eğitim çağında evlendirilen çocukların okul kayıtlarının neden tespit edilemediği de gündeme geldi.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) yaptığı konuşmada ilkokullarda 11 bin 654, ortaokullarda 28 bin 421, liselerde 240 bin 668, toplamda ise 280 bin 743 öğrencinin kayıt dışı olduğunu açıkladı.
Türkiye genelinde binlerce çocuğun zorunlu eğitimin dışında kalması beraberinde, öğrencilerin okul kaydı ve devamsızlık takip sisteminin nasıl işlediğinin de sorgulanmasına neden oldu.
Eğitimciler ailenin çocuğu okula göndermediği durumla karşılaşıyor
Bu konuyla ilgili konuştuğumuz okul müdürleri ve ilçe milli eğitim müdürleri uygulamada olan sistemi anlattı.
Yetkililerin verdiği bilgilere göre, okullarda günlük yoklama alınıyor. 5 gün ve üzerinde devamsızlığı bulunan öğrencilerin velilerine devamsızlık mektubu gönderiliyor. Bu mektupta öğrencinin devamsızlık bilgileri yer alıyor.
Ayrıca, öğrencilerin devamsızlığı 5 günü aştığı durumda rehber öğretmenine bilgi veriliyor, nedenleri araştırılıp aile ile iletişim kuruluyor.
Rehber öğretmenin de olduğu bir ekiple öğrencinin adresine ziyaret yapılabiliyor. Ancak burada öğrenciye ulaşılamayan durumlarla da karşılaşılıyor.
Çocuğun adres değiştirmesine rağmen yeni adresinin kayıt altına alınmadığı, adres değişikliği bilgisi verilmediği, iletişim bilgisinin bulunmadığı gibi durumlar başta geliyor. Ayrıca nüfus müdürlüğüne kayıt edilmemiş çocuklar da görülebiliyor.
Adres veya adres değişikliği bildirilmediğinde okul kayıt sisteminde sorun çıkabiliyor. Yürürlükte olan uygulamada, e-okul sisteminde ilkokul ve ortaokuldaki öğrenci; adresine göre hangi okulda olması gerekiyorsa, o okula kayıt yapılıyor ve okul yönetimi devamsızlık durumunu takip ediyor.
Liselerde ise, sınavla bir okula yerleşmeyen veya liselere giriş sınavına girmeyen öğrenciler adrese dayalı kayıt sitemine göre bir eğitim kurumuna yerleşiyor.
İlköğretimde okuyan öğrenciler için 20 gün devamsızlık olduğunda ilçe milli eğitim müdürlüğüne de bilgi veriliyor, birimler arasında yazışmalar oluyor, ilçe milli eğitim müdürlüğü konuyla ilgili jandarma veya emniyete ulaşıyor.
222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu'na dayanarak Kaymakamlık tarafından da aileye para cezası kesilebiliyor.
Yetkililer, öğrenci bilgilerinin sisteme düştüğünü ve ilçe milli müdürlüğünün de takibini yaptığını anlatıyor. Bu konuda kırsal kesimlerde başta olmak üzere gerekirse muhtarlıklarla da iletişim kurulabiliyor.
Yetkililer, ekonomik gerekçelerle okula kaydı yapılmayan öğrencilerin sayısının fazla olduğunu, bunların daha çok açıköğretime gittiğini vurguluyor.
Ayrıca, ailenin çocuğu okula göndermediği durumlarla da karşılaştıklarını ifade ediyorlar. Eğitimcilerin verdiği bilgilere göre, öğrencilerin büyük çoğunluğu ortaokuldan liseye geçişte eğitim dışına çıkıyor.
Yetkililer, 10 yılı aşkın süre öncesinde yürürlükte olan kayıt siteminde velilerin çocuklarını okula kayıt ettirdiğini, öğrenci kayıtlı olduğu adreste bulunmadığında muhtarlıklarla da iletişim kurulduğunu, okullara ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine bilgi verildiğini söylüyor.
Bu durumda sistem üzerinde görülmeyen, atlanılan öğrencilerin olduğunu hatırlatıyorlar. Yetkililer, öğrencilerin okul kaydı aşamasında ve sonrasında suistimallerin olması durumunda da öğrencilerin eğitim dışına çıkabildiğini vurguluyor.
Okul idarelerinin öğrencilere yönelik gerekli takibi yapmalarının, devamsızlık konusunda ilgili raporların hazırlanarak üst birimlere iletilmesinin ve yaptırımların ağır olması gerektiğinin altını çiziyorlar.
Konuştuğumuz yetkililer, özellikle ilgili kanunda yer alan para cezası gibi yaptırımların etkili bir şekilde uygulanmadığını dile getiriyor.
İçişleri Bakanlığı MERNİS sistemini kullanıyor
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Meclis'te yaptığı konuşmada kayıt dışı olan öğrenciler için İçişleri Bakanlığı'nın MERNİS kayıt sisteminin aktif bir şekilde kullanıldığını, bakanlığın çağrı merkezi kurarak tek tek ailelere ulaşarak öğrencilerin eğitime katılmasına yönelik çalışmalar yapıldığını açıkladı.
İçişleri Bakanlığı internet sitesinde yer alan bilgilere göre, Merkezi Nüfus İdare Sistemi (MERNİS) 2002 yayımlandı.
MERNİS projesi tüm Ahvali Şahsiye (Kişi halleri) bilgilerini elektronik ortama aktaran Ahvali Şahsiye bilgilerinde meydana gelen her türlü değişikliğin ülkenin her tarafına dağılmış 970 merkezden anlık güncellenmesini ve bir ağ üzerinden güvenle paylaşımını sağlayan bir proje.
Bu projenin sağladığı hizmetler arasında, "Nüfus kayıtlarının bilgisayar ortamına aktarılarak ilçe nüfus veri tabanlarının oluşturulması ve hizmetin modernizasyonu sağlamak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına birer kimlik numarası verilmesini sağlamak, kimlik bilgilerini kamu kurum ve kuruluşları ile kamu hizmeti veren kurumlarla paylaşarak hizmet akışını hızlandırmak, güvenilir hale getirmek ve vatandaşların hizmetlerini kolay, hızlı ve güvenilir olarak almasını sağlamak" gibi maddeler de yer aldı.
Ayrıca kamu kurumlarının kimlik paylaşım sistemini kullanmaları sonucunda elde edilecek faydalar arasında eğitim yönünden, "Eğitimle ilgili bayan-erkek her türlü istatistiki bilgiler gerek ülke genelinde gerekse bölgeler itibariyle anında alınabileceğinden, eğitimle ilgili planlama ve politikalar daha sağlıklı bir biçimde belirlenecektir" ifadesine yer verildi.
"Yaptırım uygulanmıyor"
Eğitim uzmanlarından Özgür Bozdoğan da mevzuata göre yetkililere sorumluluk düştüğünü; ancak okul müdürlerinin bireysel çabalarının görüldüğünü anlattı.
Çıraklık eğiminde, açıköğretimde ve kayıt dışı olan öğrenciler birlikte yaklaşık 3 milyon öğrencinin okul dışında olduğunu belirterek, bu konuda anlayışın, uygulanan politikaların değişmesi gerektiğini vurguladı.
Eğitim dışındaki en kırılan kesim olan kız çocukları ve yoksul aile çocuklarının başta olmak üzere her çocuğun eğitime kazandırılması gerektiğini dile getirdi.
Bozdoğan, kayıt dışı olan çocuklar için, "Yaptırım yok, uygulanmıyor. Öğrencileri okuldan uzaklaştıran bir sitem var. Kitlesel kopuşlar oluyor. Eğitim kamusal bir hizmet ve kapsayıcı bir yaklaşımla ilerlemek gerekiyor. Okuldan kopan çocuklar için sosyal devletin gerekli adımları atması gerekiyor" diyerek eğitim dışında kalan çocuklar için kapsamlı bir politika üretilmesi gerektiğinin altını çizdi.
"Gerekirse hapis cezası uygulanmalı"
Konuştuğumuz bir eğitim müfettişi ise, ailelerin göç etmesi nedeniyle adres bilgilerine ulaşılamadığı gibi durumların olduğunu, çalışan çocuklar yanında mevsimlik işçi çocuklarının okula devam edemediğini hatırlatıyor.
Eğitim dışındaki çocuklarla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı'nın ortak hareket etmesi gerektiğini dile getirerek, "Bakanlılar arasında yapılan protokollerin uygulanması önemli. Okula gönderilmeyen çocuklarla ilgili velilere ağır yaptırımlar sözkonusu olmalı. Gerekirse veliye hapis cezası verilebilir. Çocuğun eğitimi anne babanın keyfine bırakılmamalı. Para cezası caydırıcı değil, para cezası bile doğru düzgün uygulanmıyor. Devamsızlık konusunda en önemli aktör okul müdürü. Okul müdürü sistem üzerinde çocukları takip edecek, gerekirse aileye ulaşacak. Okul müdürü bu işin peşine düşerse başarılı olur" dedi.
Cemaatlerin verdiği eğitimler denetlenmeli
Cemaat ve çeşitli yapılanmaların çocuklara verdiği eğitimlerin devlet kurumları tarafından denetlenmesi gerektiğini dile getiren eğitim müfettişi, birçok alanda eksikliklerin olduğunu belirtti.
Konuştuğumuz eğitim müfettişi, sayılarının düşük olması nedeniyle ağır iş yükü ile karşılaştıklarını, öğretmenleri, okullardaki öğrencilerin devamsızlık durumlarını, bu konuda yapılan uygulamaları denetleyemediklerini dile getirdi. Bu alanda daha fazla sayıda müfettiş atamalarının yapılması gerektiğini hatırlattı.