Türkiye’de kadına yönelik şiddet bitmek bilmediği gibi her geçen gün artıyor. Kadınlar farklı bahaneler öne sürülerek katlediliyor. Her gün en az bir kadının katledildiği Türkiye’de bu durum artık kanıksanmış durumda. Geçtiğimiz dört günlük bayram tatilinde de kadınlar öldürüldü. Dört günde dört kadın katledilirken geri bıraktığımız 13 günde 12 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Öldürülen bu kadınların, kimi sokak ortasında başına sıkılan bir kurşunla kimi çocuklarıyla birlikte, kimisiyse annesiyle birlikte yaşamdan koparıldı.
Sadece 13 günde hayattan koparılan o kadınlar şöyle:
- Denizli’de yaşayan Emine Yalçın, ayrı yaşadığı eşi Erdal Yalçın tarafından öldürüldü. Yalçın’ın yanında bulunan Gülperi Aksoy da ağır yaralandı.
- Bayramın son günü İstanbul’da yaşayan Turgay Turgut, eşi Zeynep Turgut ve eşinin annesi Nedime Dinçer’i öldürdü. Failin hakkında daha önce uzaklaştırma kararı aldırıldığı ortaya çıktı.
- İstanbul Başakşehir’de de bayramın ikinci günü 40 yaşlarında kadın vahşice öldürülüp ormanlık alana atıldı. Başı gövdesinden ayrı olarak bulunan kadının üzerinden kimlik çıkmadı.
- Denizli’de yaşayan Sodi Kalandarova, sevgilisi olduğu öne sürülen Özgür Günden’in asitli saldırısına uğraşmıştı. Vücudunda üçüncü derece yanıklar oluşan genç kadın hastaneye kaldırıldı ancak 38 gün hayata tutunabildi. Kalandarova, bayramın ikinci günü hayatını kaybetti. Saldırıyı gerçekleştiren Özgür Günden’in, 2005 yılında kayınvalidesini öldürdüğü iddiasıyla tutuklanıp cezaevinde yattığı öğrenildi.
- Konya’da yaşayan Murat Demir (52), 8 Temmuz’da iki günlük eşi Keziban Demir’i (45) evde bıçaklayarak öldürdü.
- Konya’da yaşayan Süleyman P. (46), 7 Temmuz’da evli olduğu iki çocuk annesi Sultan P.’yi (34) bıçaklayarak öldürdü.
- Mersin’in Toroslar ilçesinde yaşayan Ali Dilek (31). 6 Temmuz’da eşi Nurgül Gürsoy Dilek (25) ile oğlu Yiğit Dilek’i (3) ateşli silahla katletti.
- İstanbul’da Esenyurt’ta yaşayan Ömer Orak, 5 Temmuz’da, annesi Nuray Orak ile kardeşi Esra Orak’ı tabanca ile vurarak katletti.
- Balıkesir yaşayan Mustafa Akman, iki ay önce boşandığı Esra Altınkaynak’ı 4 Temmuz’da tabancayla vurarak öldürdü.
- Ankara Mamak’ta yaşayan 38 yaşındaki Tülay Erdem, 1 Temmuz’da boşanma aşamasında olduğu Tunç Erdem (41) tarafından öldürüldü.
HER GÜNE BİR ÖLÜM
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun her ay hazırladığı rapora göre; geçtiğimiz Haziran ayında 31 kadın cinayeti işlendi, 22 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu.
'ÖNLEYİCİ POLİTİKALAR UYGULANMADIKÇA ARTACAK'
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Canan Güllü, artan kadın cinayetleriyle ilgili şunları söyledi:
Önlemeye dair politikalar uygulanmadıkça bizler kadın cinayetlerini daha çok duyacağız. Durum, ‘Kaşının altında göz var’ ya da ‘Gözünün üstünde kaş var’ diye insanların birbirini öldürdüğü toplumsal bir boyuta geldi. Türkiye’de 31 günlük Mayıs ayında 36 kadın, 30 günlük Haziran ayında 31 kadın öldürüldü. Böyle bir sürecin için bu ölen kadınların hangi ilde olduğu, yaşlarını, medeni durumlarının, eğitim durumlarının ne olduğu ve öldürülme nedenleri ne olduğunu biliyor muyuz? Böyle bir veriyi ortaya koyan bir iktidar da yok. Cinayetlerin işlenme sebeplerini bilmiyoruz. Ekonomik mi, geleneklerden kaynaklı mı, kadın erkek eşitsizliği mi... Bilinse, ona göre politikalar uygulanır. Örneğin; diyelim ki en fazla kadın cinayeti Küçükçekmece’de işleniyor. Bunların öldürme nedenleri o bölgenin analiziyle ortaya konulmalı ki ona göre önlemler alısın. Eğer sorun işsizlikle o bölgede ona göre önemler alınır, eğer sorun eşitliksizse farklı şeyler uygulanır. Ancak bizler sadece kaç kişi öldü, onu konuşuyoruz. Bunu değiştirmemiz gerekiyor. Diğer taraftan da artan cinayetlere rağmen biz İstanbul Sözleşmesi’nde yasal maddeleri kaldırıyorsak, bizim zaten şikayet etme hakkımız da elimizden alınmış oluyor.
'İSYAN EDİYORUM'
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu avukatlarından Rukiye Leyla Süren de ise şu değerlendirmede bulundu:
“Katledilen kadınların büyük bir bölümü ateşli silahla öldürülüyor ve bu insanlar bu silahları internetten peynir ekmek gibi satın alıp cinayet işliyor. Bireysel silahlanma, yönetenlerin dili, cezasızlık hakim ve mahkeme kararları bu cinayetleri körüklüyor. Bunlar bilinmesine rağmen kimse kılını kıpırdatmıyor, bir şey yapmıyor. Kimsenin bir şey yapmamasına isyan ediyorum. Biz de hala Danıştay’da İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili hukukun var olduğunu, geçerli olduğunu belirten bir karar bekliyoruz. Hiç olmazsa böyle bir karar bugünlerde kadına yönelik şiddetin önüne geçebilir.”
Milliyet / Çiğdem Yılmaz