Okan Bayülgen ile Uykusuzlar Kulübü'ne konuk olan Pınar Altuğ, ilk tiyatro oyununun senaryosuyla ilgili "Ben hikayeyi okuduğumda 10 yaşında çocuğun böyle bir hayal gücü olması hem şaşırttı hem korkuttu." dedi.
Ekranların sevilen ismi Okan Bayülgen ilgiyle izlenen programı Uykusuzlar Kulübü'nün bu haftaki konukları Buğra Gülsoy, Eser Yenenler, Berfu Yenenler, Pınar Altuğ ve Mert Demir oldu.
"Hem şaşırttı hem korkuttu"
Kusursuz Dünya Müzikali ile ilk kez tiyatro sahnesine çıkan Pınar Altuğ, oyunun hikayesiyle ilgili "Ben hikayeyi okuduğumda 10 yaşında çocuğun böyle bir hayal gücü olması hem şaşırttı hem korkuttu. Bir bilgisayar oyununu anlatıyor aslında birçok çocuğun yaptığı gibi bilgisayarın başından kalkmayan bir çocuğun hikayesi" ifadelerini kullandı.
"İzole olma hali beni daha üretken bir duruma getiriyor"
Mert Demir, Mabel Matiz ile kasım ayında yayınladığı ve kısa sürede müzik listelerinde zirveye yerleşen Antidepresan şarkısıyla ilgili "Aslında yalnız olmaktan besleniyorum yani şehrin kaosu üretkenliğimi de benden alıyor. Bu şarkıyı Muğla’da yaptım, Mabel Matiz’e yolladım o da inanılmaz sevdi şarkıyı kendi de dahil oldu. İzole olma hali beni daha üretken bir duruma getiriyor" dedi.
"Eser aşırı iyi biri ve bizi güzelleştiriyor"
Eşiyle ilgili konuşan Berfu Yenenler "Eser aslında çok ‘ben’ merkezli bir birey ve ben daha anaç biriyim ve o söylediğiniz şeyleri ben yapıyorum ilişkide. Eser aşırı iyi biri ve bizi güzelleştiriyor." ifadelerini kullandı.
"Ben de sahnede şu an yeni bir şey öğreniyorum çünkü bundan önce ‘Üç Adam’dım"
İlişkilerinde yaşadıkları problemleri çözmek için çift terapisine gitmeye gerek olup olmadığına seyirciyle birlikte karar verdikleri "Çift Terapisi" oyunuyla ilgili Eser Yenenler "Bir kadının gözüyle hikaye anlatıyoruz dolayısıyla çalışırken ‘Sahnede buna gülerler mi?’ dediğim her şeye daha fazla reaksiyon gösterdiler. Ben de sahnede şu an yeni bir şey öğreniyorum çünkü bundan önce ‘Üç Adam’dım ben. Konular farklı olsa da herkes aynı empatiyle geliyor. Yani ailesi ya da kendi yaşadığı şeylerde hep ilişkileri aynı zannediyoruz ama dinamikleri çok başka oluyor. " dedi.
"Bir distopyayı anlatıyor"
Distopik unsurlara yer verdiği yeni romanı “Luna” ile ilgili Buğra Gülsoy "Bir distopyayı anlatıyor, çokta uzak olmayan bir gelecekte küresel şirketlerin bilimi, sağlık sektörünü, tarımı ve hükümetleri kontrol ettikleri bir düzenin içinde ayakta kalmaya çalışan bir Polis memuru Adem’in hikayesi." sözlerine yer verdi.